28 Eylül 2011 Çarşamba

MEVSİMLER VE İNSANLAR

Tanıştığım insanları mevsimlere göre kategoriye koymayı çok seviyorum. Her arkadaşımın farklı bir mevsimi var benim gözümde. Çünkü; ben arkadaşlarımla ilk kez tanıştığım gün üzerinde ne olduklarını asla unutmam, onları öyle hatırlarım. Unutmam dediysem de, rengini veya şeklini değil elbet; hang,i havaya göre giyindiğini unutmamaktan bahsediyorum.
Mesela en yakın arkadaşlarımdan biri benim için sonbahara dönmüş bir baharı andırır. Onunla tanıştığımda üstünde yazlık kıyafetleri olmasına rağmen, her an soğuyabilir olan havaya karşı önlem olarak da hırkası vardı. İşte bu sonbaharın başlı başına bir özelliğidir; sabah evden çıkarken biraz kalın giyinirsin, çünkü; artık uyandığında yaz havasından eser kalmamıştır. Buna karşılık öğlen havasının yaza dönmesiyle üstündeki kazağı çıkartırsın ve askılılarınla dolaşırsın.
Erkek arkadaşımla tanıştığım günü hatırlıyorum. Üzerinde kocaman simsiyah montuyla ayaklarında ağır postallarıyla muhabbet etmeye başladığımız dakikayı hatırlıyorum. Kendisi benim için bir kış insanı; onu kışla özdeşleştiririm her zaman. Yazın da onun her halini görsem bile, onun ismi, duruşu, bakışı, konuşması bana kışı andırır hep.
Oniki senelik arkadaşımı yaz olarak tanımlıyorum, çünkü; o, benim için hiç üşümeyen bir insan gibidir. Benim gibi en ufak rüzgarda dahi üşüyen insanların aksine, her şartta kendisine sıcak basan bir kişidir o. Onunla yazın tanışmamama rağmen, o benim için yaz insanıdır. Bu belki de, beraber çıktığımız yaz tatilleri, girdiğimiz denizler ve güneşlendiğimiz sahillerden dolayı bir durumdur, kim bilir?
Diğer bir arkadaşımı ise ilkbahar olarak benimsiyorum. Bu tamamen onun giydiği kıyafetten ve kendi tarzından kaynaklanan bir durum. İçine giydiği beyaz t-shirt'lerin üzerine tercih ettiği bol kesim gömlekleri, ayağına giymekten hoşlandığı babet tarzı narin ayakkabılarıyla bana ilkbaharı anımsatıyor. Trench coat ise vazgeçilmezlerinden.
Birkaç ay önce tanıştığım bir insan var. Onu da yaz olarak tanımlıyorum. Fakat bunu tamamen daha yeni tanışmamıza ve tanıştığımızda havaların şimdikinden daha da sıcak olduğuna bağlıyorum. Ancak şunu biliyorum ki, onu hep yaz insanı olarak hatırlayacağım; en sevdiği havanın kasvetli, yağmur ve şimşekli olduğunu söylemesine rağmen.
Canım kadar çok sevdiğim manevi abim dediğim insanı da bahar olarak betimliyorum. Kışın da sürekli buluşmalarımıza, takılmalarımıza rağmen; onun kalın montlu hali asla gözümün önüne gelmiyor. Ancak onun baharını kasım aylarıyla bağdaştırıyorum. Montlu hayal edemediğim gibi incecik kıyafetlerle de hayal edemiyorum. Kendisi benim için her daim kazaklı, kot pantalonlu bir kişidir.
Mevsimler ve insanlar arasında kurduğum ilişkilerin benim için önemi çok büyük aslında. Hayal dünyamda onları gözümün önüne daha kolay getirebiliyorum bu şekilde. Daha birçok insanın betimlemesi var gözlerimin önünde ama bu saydıklarım en görünür olanlar benim için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder