Belediye, yolda
yürünmüyor gerekçesiyle bir uygulama başlattı; önce Galata'daki restoranların
dışarıya taşan masalarını kaldırdı, daha sonra taksime geçti, burada da Küçük
Beyoğlu, Asmalımescit ve Nevizade'deki bütün masaları kaldırdı. Şimdi de
Cihangir'e sıçradı. Artık sokaklarımız bomboş, rahat rahat, püfür püfür, salına
salına yürüyün sokaklarda.
Masaların
kaldırılmasının asıl nedeninin "sokakta rahatça yürüyebilmek" için
olduğunu düşünmüyorum. Kimse düşünmüyor. Kimse keriz değil, herkes olan bitenin
farkında. Konuyu bilmeyenler için; amaç, ramazanda -belki de sadece ramazanda
değil, bundan sonra- içki içirmemek.
Ramazanla
başlıyorum. Oruç tutan, kalpten inanan insana saygı duyuyorum. Elimden
geldiğince sokakta bir şeyler içmemeye özen göstermeye çalışıyorum. Malum
insanlar oruç tutuyor, canları çekmesin diye düşünüyorum. Bu esnada ben de oruç
tutan bir insan değilim, pek inançlı olduğum da söylenemez ama başkalarının
inançlarına saygı duyuyorum. Peki diğerleri benim inançlarıma neden saygı
duymuyor? Ben ramazanda da normal
zamanda da içki tüketiyorum. Bence, eğer bir şeye inanmıyorsan 12 ay boyunca
inanmaman gerekiyor, ya da bir şeye inanıyorsan 12 ay boyunca inanmak
zorundasın. Her türlü pisliği yapıp ramazan gelince içki içilmesin, masaları
kaldıralım diyorsan eğer senin inancından şüphe duyarım.
Bu yasak
ramazandan sonra da devam eder mi bilemiyorum. Fakat, sürekli bu tarz şeyler
meydana gelmeye başladı: 24 yaş yasağı, Efes Pilsen basketbol takımının ismi,
masaların kaldırılması... Bunun için de bir ayaklanma istiyorum. Şimdi
Asmalımescit'te sokaklar bomboşmuş, insanlar artık oraya gitmiyormuş. Bence kesinlikle
çok yanlış. Tam tersine daha çok gidilmeli, elimizde içkilerle sokaklara
taşmalıyız bir nevi masa kılığına girerek. Mesele sokakta yürüyememekse bu
sefer bunu kendi bedenlerimizle yapmalıyız, sokakta iğne atılsa yere düşmemeli.
Bakalım bizi de masa gibi yasaklayabilecekler mi! Bu şekilde Asmalı'nın,
KB'nin, Galata'nın, Cihangir'in havasını geri almalıyız!
İkinci bir konu
var ki o da Murat Bardakçı'nın yazısı. Belediyenin gerçekten sokakta yürünmüyor
gerekçesiyle masaları kaldırdığını düşünüyormuş. Çok merak ediyorum acaba
kendisi geceleri asmalımescit'ten, Küçük Beyoğlu sokağından, Nevizade
sokağından, Galata'daki restoranların arasından geçerek nereye gidiyor? Bir
kere orada gördüğümüz bütün insanlar, ya yer bulup oturmak için ya da içeri girip
eğlenmek için oradan geçen insanlardır.
Aynı Murat
Bardakçı, gençlerin alkol tüketmesinin bir tür 'hava yapma' şekli olarak
gördüğünü ve böyle yasakların gençler tarafından dine karşı propaganda gibi
görmelerinin yanlış olduğunu düşünüyor. Bazı cümleleri aynen aktarıyorum:
“İçki, bizde son senelerde bir “sosyal statü edinme vasıtası” oldu.
Alkol kullanan genç kendini artık büyümüş, yetişkin ve hattâ ermiş gibi
görüyor; bazı hanımlar istedikleri zaman istedikleri yerde içtikleri takdirde
kendilerince özgürleşiyorlar ve hattâ lâikleşiyorlar! Dolayısı ile serhoşluğa
karşı çıktığınız takdirde hemen “yobaz” olmakla, şeriatçılıkla
damgalanıyorsunuz."
Biz sarhoşluğa
karşı çıkanı, ya da içki içmeyeni "yobaz" olarak görmüyoruz. Herkesin
dini kendinedir. Dine inanıyorsan, bunu içinde yaşarsın. Din baskıyla oluşmaz,
insanın içinden gelen dürtülerle oluşur. Fakat, eğer ben kimsenin inancına
karışmıyorsam, ama diğerleri benim inançlarıma karışıyorsa işte ben o insana
"yobaz" derim. Devlet büyüklerimizin din üzerinden siyaset yaptıkları
aşikar bir şekilde ortada. Sadece bunu göremeyen cahil sayısı çok yüksek. Bütün
ülkeyi sattılar, çaldılar çırptılar ama "ramazanda içki içmek
günahtıııır", "sarhoş olmak günahtııııır", "şu masaları
kaldıralım da içki de içemesinler, bu mekanlar ölmeye yüz tutsuuuun".
Onlardan daha dinine saygılı(!), inançlı(!) kimseler yok zaten.
Şunu da
söylemeden edemeyeceğim; din gibi hassas bir konuda bu kadar kesin ve net
konuşmayı ben Murat Bardakçı'ya ve O'nun sıfatına yakıştıramadım.
Teşvikiye'deki Atiye Sokak'ın son halinin de acilen kaldırılmasını dilemiş
kendisi. Ben de sizin gibilerin acilen kaldırılmasını diliyorum, başkaların
inançlarına, davranışlarına, yaşam tarzlarına burnunuzu sokmamanızı diliyorum
ve bu yerlerin acilen eski haline dönmesini diliyorum. Böyle yerler candır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder