21 Ekim 2011 Cuma

BENİM AŞKIM EDEBİYAT


Doyamadan yaşıyorum gibi bir hisse kapılıyorum, her zaman. Hayat, yaşam, dostluklar, o kadar kısa ki sanki elimi uzatıyorum birkaç saniye tutuyorum ve bıraktığım gibi hepsi bir anda uçuyor, hepsi değişiyor ve yerine yenileri geliyor. Başka hayatlar tanıyorum, ben tekrar değişiyorum, düşüncelerim bu yeni hayatımın içindekilere göre değişiyor ve yine elimi bıraktığımda hepsi uçuyor, yerine tekrar yenileri geliyor gibi.
Arkamda bir şeyler bırakmak istiyorum; tamamen gittiğimde benim adımı anacak, yaptıklarımı konuşacak belki de yazdıklarımı konuşacak insanlar istiyorum. Milyonlarcasından sıyrılmanın ne kadar zor da olduğunu bilsem bile, çabalamak istiyorum. En önemli şey de çabalamak değil midir zaten? Sayılamayacak kadar çok insan geldi, yaşadı ve gitti. Hiçbirinin adını bilmiyoruz. Benim korkum da bu işte. Hiç kimse arkasında önemli düşünceler, yapıtlar, yazınlar bırakamaz tabi. Ancak ben bunu istiyorum. Belki de çok komik düşünüyorum; belki de çok doğru düşünüyorum; belki de çok saçma. Sadece çabalamak istiyorum.
Yazarken mutlu oluyorum, hele ki okununca daha da mutlu oluyorum. Birilerinin bana ne kadar güzel yazdığımı söylemesi beni dünyanın en mutlu insanı yapıyor. Kendime daha mükemmel bir uğraş düşünemiyorum. Yazmak, okumak, yazmak, okumak, yazmak, okumak, yazmak, okumak, yazmak, okumak, yazmak, okumak... arka arkaya yazdığımda bile sıkılmadan sayfalarca dökebilirim bu iki kelimeyi; hayatımın anlamını oluşturan bu iki kelimeyi.
Benim için hayat demek, yaşam demek, daha doğrusu yaşayabilmek demek; düşük sayılabilecek bir maddiyat, istediğim işi yaptığımda sonuç olarak maksimum hazı aldığım takdirde her zaman en son planda kalacak olması ve bunun hiçbir öneminin olmaması çünkü önemli olan benim mutlu yaşayacak olmam demektir. Uzun lafın kısası; istediğim işi yapabiliyorsam eğer gerisi önemsizdir. Örneğin siz de, sizin için en önemli olan durumu düşünün; bu durumdan maksimum zevki aldığınızı düşünün. Yolunuza bir engel çıksa dahi o işi yapmaya devam edersiniz, çünkü; mutlusunuz. İşte benim edebiyat aşkım da sizinkinden farksız.
Birtakım planlar kurdum, bu planların hiçbiri kötülük, çirkeflik içermeyen planlar. Aslında birkaç durum şans eseri karşımda belirdi ve benim bu aşkıma ulaşabilmemi ve onu gerçekleştirebilmemi sağlayacak kapılar açtı bana. Tamamen şanslıydım diyebilirim. Tabi sadece şimdilik. Zaman ne gösterir bilinmez ama eğer işler yolunda gitmez ise, ne demişler? İnsan kendi şansını kendi yaratır... Bakalım ben bu şansı yaratabilecek miyim yoksa ayağıma kadar gelen şansı mı kullanmayı seçeceğim. Her iki şartta da mutlu olmak istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder