30 Ocak 2012 Pazartesi

YAKLAŞMA

"On dört yaşında ya var, ya yoktum, dedem, marangoz olan değil, öteki, ölüm döşeğinde yatıyordu. Günlerdir ağzından, hiçbir anlamı olmayan bir ses çıkıyordu; hatta bu bir inleme de değildi, çünkü acı çekmiyordu; bir sözcüğü söylemeye de çalışmıyordu, hayır, konuşma yetisini yitirmemişti; yalnızca, söyleyecek bir şeyi, iletecek somut bir mesajı yoktu, konuşacak birini de aramıyordu, artık kimseyle ilgilenmiyordu, ağzından çıkan sesle yalnız başınaydı, tek bir ses, yalnızca soluk alması gerektiğinde kesilen bir aaaaa sesi. Ona baktım, büyülenmiş gibiydim, ve o sesi hiç unutmadım, çünkü, çocuk sayılacak yaşta olsam da onu anladığımı sandım: İşte, diyordu, var olduğu biçimiyle var olan zamanla yüzleşen yaşam; ve ben bu yüzleşmenin, can sıkıntısı denen şey olduğunu anladım. Dedem, can sıkıntısını bu sesle, sonu gelmez aaaaa sesiyle ifade ediyordu; o aaaaa sesini çıkarmayacak olsaydı, zaman onu ezecekti; ve dedemin, zamana karşı doğrultabileceği tek bir silah vardı, o sonu gelmez, zavallı aaaaa sesi."

Milan Kundera, Kimlik, 78-79.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder