8 Kasım 2012 Perşembe

BÖYLE


Ben böyleyim. Hızlıyım, aceleciyim, telaşlıyım, kafama eseni o anda yaparım. İstemediğim bir şeyi istemediğim bir zaman kimse bana zorla yaptıramaz. Beni değiştirmeye çalışma. Ben hep buydum ve sen beni hiç tanımamış gibi konuşuyorsun. Ben buyum. Kimseden saklamadım, kimseye yalan söylemedim. İnsanların zorunluluğu olmamasından yanayım. Kimse kimseye hesap vermek zorunda değil. Tek bir doğru mu vardır? Yoksa milyarlarca, trilyonlarca mı? Mesela insan sayısı kadar mı doğru vardır? Evet, insan sayısı kadardır doğrular. Kimse kimseye kendi doğrusunu diretemez. Kimse kimsenin düşüncesini reddedemez. Saygı duymak zorundasın. Herkese, diğerlerine, bana, bütün düşüncelere, bütün tercihlere saygı duymak zorundasın. Kimse seni "bu düşünceyi benimseyeceksin" diye zorlamamalı. 

İnsanlara -yeni tanıştığım insanlara, biraz tanıdığım insanlara, arkadaşlarıma, dostlarıma, aileme, anneme, babama, herkese- kendimi anlatmaktan vazgeçtim. Yoruldum çünkü. Kimse kimseyi anlayamaz çünkü. Belirli bir ruh durumuna geldiğin zaman içindeki fırtınayı, içindeki kaygıları sen istediğin kadar anlat birine... Anlatabilir misin? Anlatırsın da... Anlaşılamazsın. Aynı paralel evrende, aynı durumda, bütün şartların eşit olduğu zamanlarda, aynı şeyi yaşayan iki kişi bile birbirini anlayamazken sen nasıl anlayacaksın başkasını, başkasının ne yaşadığını? İşte bundandır susmam, sessiz kalmam. Çünkü ne kadar anlatırsan anlat karşındakinin anlayacağı kadarsın. Çünkü ne kadar anlatırsan anlat duyacağın tek bir şey var: Takma kafana, üzülmemeye çalış. Bu yoruma ağzımın söylediği yorum "haklısın ama işte..." beynimin söylediği yorum "siktir git beni anlayamazsın asla". 

Yalnızız hepimiz. Sürekli yanımızda olan arkadaşlarımız, bir şeyler hatta birçok şeyler paylaştığımız o çok sevdiğimiz dostlarımız, hatta ailemiz; annemiz, babamız bile yanımızda değil. Bir kere oturup düşünün annem beni ne kadar tanıyor diye. Babam benimle ilgili ne biliyor diye. Arkadaşlarım gerçekten yaşadığım, hissettiğim hayatı anlayabiliyorlar mı diye. Kimse kimseyi anlayamaz. Kimse kimseyi net olarak asla tanıyamaz, tanıyamayacak. Hepimiz yalnız öleceğiz. Mezar taşınız o çok sevdiğiniz dostlarınız tarafından seçilmiş gösterişli bir taş olsa bile, cenazenizde milyonlarca insan olsa da, sizi seven -kimse kimseyi sevemez egoları yüzünden aslında, o yüzden değer verdiği diyelim- insanlar kendilerini döve döve ağlasa da içinizde kopan fırtınaları kimse bilemez. 

Kimseye güvenmemeniz gerektiğini öğrenin artık. Ben konuşmaktan vazgeçtim. Artık iyi bir dinleyiciyim. Bana herhangi bir konu hakkında ne düşündüğümü sormayın çünkü baktığım açıyla senin baktığın açı asla aynı olmayacak. Şu hayatta güvenmeniz gereken tek kişi kendiniz. İnsanların size söyledikleri şeylerin yüzde doksanı yalan, abartma, uydurma, başkasının hayatından alıntı. Çok konuşan insana güvenmeyin. İnsan konuştukça saçmalar çünkü. Her konuda bir fikri olan insan hiç mi görmediniz? Gördünüz tabiki de. Eminim bu tip insanlara "kolpalıyor" dediniz. Bir sürü arkadaşı olan insanlar peki? Ne kadar da sahte. Herkesle arkadaş olma çabası içinde, kendini kanıtlama çabası içinde, egolarından bir türlü kurtulamıyor. Çünkü o iyi olmasa da iyi olduğunu kanıtlamak zorunda hissediyor kendini. Ne kadar acınası durum. İnsanlara olmadığın biri gibi davranıp, kendini ona inandırıp, diğerlerine de o sahte benliğini kanıtlamaya çalışıyorsun. Çok yorucu olmuyor mu? Bu kadar sahte olmak hiç mi zor olmuyor? Söylediğin yalanları, abarttığın olayları zamanı gelince unutmuyor musun? Sıçıp batırdığın, rezil olduğun hiç olmuyor mu? Çok mu mutlusun gerçekten? Hayatın hep istediğin gibi mi gidiyor? Düşmanın yok mu hiç? Hiç aşık da mı olmadın? Gece olunca, yatağa yattığında hiç mi kendi haline üzülmüyorsun? Bu kadar mı yüzsüzsün? Bunları bir düşünün. 

Keşke herkes kendi benliğini bulabilse, karakterini oturtabilse ve en önemlisi karşısındaki insanı değiştirmeye çalışmasa. Onu önce olduğu gibi kabul ettikten sonra değiştirmeye çalışmasa. Ya da en başından beri görmek istediği biri gibi olmadığını anlasa. Eleştirmeden kabul etse. İşte o zaman belki yaşayabilirdim. Ama şimdi hiç sanmıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder