7 Kasım 2011 Pazartesi

TELEVİZYON

Televizyondan nefret ediyorum. Onun kadar akıllı bir kutu daha yoktur sanırım bu dünyada. İnsanları nasıl da ağına almayı, nasıl da ağzından salyaları akacak kadar bilinçsizleştirmeyi biliyor kerata. Milyonlarca dizi yayınlıyor bir kere. Sadece bunlar bile yeter de artar insanı robotlaştırmak için. İnsanların günlük yaşamda konuştuğu konuların "dünkü diziyi anlatsana" muhabbetinin oranının yüzde kaç olduğunu bilmek ister misiniz? Tabii bu soruyu size sormuyorum koyunlar, siz o boş kutuya sabahtan akşama kadar bakmaya devam edin. Ben, benim gibi bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünen ve bundan büyük bir rahatsızlık duyan bilinçli yetişkinlere sesleniyorum. Bu oranı bilmeyi bırakın tahmin bile etmek istemezsiniz. Sadece ben, günde en az beş kere birbirine dizi anlatan koyunları görüyorum sokaklarda, metroda, otobüste, restoranlarda.
Ev kadınları da en rahatı. Sabah kalkar kalmaz televizyonu aç. Hoop kahvaltını tepsiye koy salona git, televizyonun karşısına otur. Arada bir reklamlarda mutfağa kadar koş akşam çocuğa yemek yap. Sonra hemen yerine geri koş ki dizilerini, evlendirme programlarını kaçırma. Aman ha sakın kaçırma yoksa her şeyden geri kalırsın. Yalnız bu süreç içinde sakın eline kitap alıp okumaya kalkma! Allah korusun bir iki şey öğrenirsin falan aman kitaplardan uzak dur.
Ama en zor çalışanların işi. Eve gel, kumandayı eline al. Sonra tam bir program aç ki ev halkı seni o bilge kutunun önünden kaldırıp mutfak masasına oturtsun. Neymiş efendim yemek yiyecekmişsin! Sen yiyeceğini yemişsin zaten ne gerek var daha yemeye. Yemekten sonra kalk, yine o yüce kutunun önüne otur, yatana kadar da kalkma. Hatta yatak odana da git hemen bir tane al ki uyumana yardımcı olur, yatağına yatarken açarsın.
Aslında gerçekten ne bilge şey şu televizyon denen madde. İnsanı hemen nasıl ele geçireceğini biliyor tabi. Sonra da yaptır bütün istediklerini. Sen adama televizyon ver yeter, o senin için katil de olur, cani de olur. Ama yeterki televizyonu yanında olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder