9 Aralık 2012 Pazar

Toplum Ruhundan Uzaklaşmak

Türkiye'de şeriatı gözü kapalı destekleyen o kadar çok insan var ki gün geçtikçe de artmaya devam ediyor. Artık iktidardan mı kaynaklanıyor, insanların din aşkı mı kabardı yoksa yeni trend bu mu tartışılır ama ülkemizde böyle bir gerçek var. İkiye bölünmüş durumdayız. Şeriatı gözü kapalı destekleyenler var derken oradaki "gözü kapalı desteklemek" deyimi de gerçekten sözlük anlamını taşıyor. Gözleri görmeden, kulakları duymadan, etrafa kendilerini tamamen kapayarak desteklemeye devam ediyorlar.

Durumun aynısı, toplumun diğer kesimi için de geçerli. Bu iki grup kesinlikle birbirlerinden hazetmeyerek, yolda, sokakta olaki yanyana yürümek zorunda kalsalar birbirlerine birer düşmanmış gibi bakıyorlar. İşte toplum olarak eksiğimiz bu ruh. Toplum ruhundan tamamen uzağız. Başkalarının görüşlerini asla kabul etmiyoruz çünkü kendi düşüncelerimiz o kadar "doğru" ki başka hiçbir düşünce kendimizinkinin yanında yaşayamaz.

Tanıştığımız insanların kılık kıyafetlerine bakarak, başörtüsüne bakarak, giydiği mini eteğe bakarak yargılıyoruz. Yahu birini yargılarken hiç kendinize sordunuz mu "ben onlar hakkında ne biliyorum da, hangi fikirlerini tam olarak anlamışım da, hatta kendi inandığım şeyi ne kadar sorgulamışım da başkalarını yargılıyorum" diye? Kendi inandığı şey hakkında biri gelip sorular sormaya başlasa eminim ki cevap veremeyecek bir sürü insan var hatta öyle ki toplumumuzdaki çoğu insan böyle. Çünkü birini yargılamak, birinin fikirlerine saygısızlık etmek, hatta direk birinin gururunu, güvenini kırmak, terbiyesizlik yapmak; o kişinin savunduğu fikri anlamaya çalışmaktan çok daha basit.

İşte toplum ruhumuzun eksikliğinin en büyük dilemmasını böylece çıkarıyorum: insanların birbirini dinlememesi, bir fikir hakkında, hatta savunduğu fikir hakkında açıp bir sayfa kitap okumaması, karşıt fikirlerin etrafında olmasına hiçbir şekilde tahammül edememesi.

Şeriat gelirse bütün dertleri bitecekmiş. Hangi derdin bitecek? Bir ülkeye şeriat gelirse o ülkenin ekonomisi mi düzelecek? İnsanların refah ve huzur seviyelerinde acayip artışlar mı olacak? İnsanlar birbirlerini öldürmeyi mi bırakacak? Kan davaları mı bitecek? Doğuda okuyamayan kız çocuklarının ailelerinin gözleri birden açılıp da o çocukları okula mı gönderecekler? Bütün il, ilçe ve köylerimize hastane, eczane, karakol, jandarma, okul, kütüphane mi yaptırılacak? Komşularımızla sıfır sorun politikamız mı tutacak? Ülkemiz için ithal ettiğimiz bütün mallar (saman da dahil) durdurulacak mı? Ekonomimiz bu şekilde iç büyümeye mi gidecek?

Bütün bu soruların cevabı koca bir hayır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder